Bistam'da doğmuş ve orada yaşamış olduğu için bistami ismi le anılır.Tasavvuf'daki derecesini anlatmak zor olsada ona 'sultan'ul arîfîn' denir.Hemen hemen bütün hak dostları kitaplarında ondan bahsetmiştir.Mevlana hazretleri ile aynı devirde yaşamıştır.(m.12. y.y)Bayezid'i bistami hazretleri dört kutup olarak bilinen kutup evliyallah içinde 'hal'lerin kutbudur.Yani hâl ehlidir.Daima Allah c.c. ile konuşur ve daima onunla ruhen beraber bulunurdu.Fakat şunu bilmeliyizki Allah c.c. ile konuşmak bir insan ile konuşmak gibi değildir.Zaman ve mekanı yoktur.Ne ile ve nasıl olduğu olacağıda belli değildir.Bunu ancak yaratan bilir.Çünkü Allah zamandan ve mekandan münezzehtir.Allah dostu insanların onun ile konuşmasıda böyledir.Bazı insanlar rüyasında bazı gerçekleri görürler.Fakat kalp gözü açık olan ve kendisine hikmet verilmiş olan Allah'ın sevgili kulları herşeyin içyüzünü anlarlar dışyüzüne aldanmazlar.Çünkü onlar Allah'da fani olmuşlar ve nefs'lerini mutmain ederek Allah'ı razı etmişlerdir.İşte bayezid-i bistami hazretleride bu büyük insanlardandır.Mürşid-i kamil'dir.İnsanları irşad etmiştir.Ondan günümüze kadar gelen onun yaşantısından bazı meşhur kıssalar vardır.

Bunlardan biri şöyledir: Bayezid-i bistami hz. birgün evinde ibadet ederken evinin kapısını çaldılar.Bayezid-i bistami hz.leri kapıyı açtı.Kapıyı çalanlar 'biz bayezid'i arıyoruz' dediler.Bayezid-i bistami hazretleri onlara şu manalı sözleri söyledi.." Bende 30 yıldır bayezid-i arıyorum.Onu bulursam işim tamamdır.(Yani içinde olan bayezid-i arıyor.Yani Allah'ın vermiş olduğu ruh'u..Onu bulduğunda Allah'a ereceğini imâ ediyor.)

İkinci meşhur bir kıssa'sı ise şöyledir: Bayezid-i bistami hz.leri daha mürid olmadan önce yolu bir tımarhaneye düşüyor.İçeriye girerek doktoru görüyor ve kendisinin hasta olduğunu söylüyor.Doktor ona ne hastalığı olduğunu soruyor.Bayezid şöyle söylüyor: Benim hastalığım günah hastalığıdır sizde bunun ilacı varmı? Doktor kendisinin hastalığının ilacının olmadığını bu ilacın manevi bir doktorda bulunacağını söylüyor.Bu arada orada bulunan delilerden biri söze karışıyor ve bayezid'e şöyle söylüyor: Gel oğlum; ben senin hastalığının ilacını biliyorum diyor.Ona şunları söylüyor: İlk önce bir manevi doktor bulacaksın,ondan biraz tevbe ve biraz istiğfar yaprağı alacaksın,kalp dibeğine koyacaksın,tevbe yaprağı ile yoğuracaksın,sabır ve kanaat ateşi ile pişireceksin,aşk kaşığı ile yiyeceksin.. sende bu hastalıktan eser kalmaz.O zaman orada bulunan doktor bu hastaya şöyle diyor: Ey baba; kalk buradan gir sen hasta değilsin.. Bayezid-i bistami hazretleri o insanın dediklerini uyguluyor ve gerçek müminlerden ,insan-ı kamillerden oluyor.Öyle oluyorki hâl'lerin kutbu oluyor..

Ana sayfaya dön